5 Mayıs 2015 Salı

Dolandırıcı

Küçük bir öykünün kadını ve erkeği kanepede oturmuş film izliyorlar, bir yandan da sohbet ediyorlardı. Adamın aklına ne geldiyse geçmişten bir konuyu açtı ve "senden o parayı geri alacağım" dedi.

Kadın şaşırdı. Hala o parayı düşünüyor dedi içinden. Tanışmalarına vesile olan parayı, oysa anlaştıklarından daha azını almıştı ve sadece bir semboldü.  Adama ne kadar etki etmiş ise geri almayı planlıyordu. Kadın şaşırdı ve içindeki şaşkın ve kızgın ses " zor alırsın " diye bağırınacak iken, susturdu. Üzülmüştü ve bunu belli etmek ortamı gerebilirdi.

Adam ona çok şeyler yapmıştı. Sürprizler, incelikle düşünülmüş ve her kadını mutlu edebilecek hediyeler, beraber çıkılan seyahatler. Bunları talep eden kadın değildi, hatta zaman zaman fazla harcama yapmasını istemezdi, kıyamazdı adama. Onun geleceği için birikim yapması gerektiğini söylediği anlar gelirdi aklına. Hepsini adam planladı, romantikti, kadını mutlu etmek istiyor, oysa onun ne istediğini, düşündüğünü bilmiyor, buna kafa yormuyordu. Sevindireceğim derken kendini gerçekleştiriyor ve ilişkinin bu boyutunda tüm yükü omuzlarına alarak yoruluyordu.

Vakti geldi ve ayrıldılar. Kadının üzülmesin diye açıklama istemediği bir rahatsızlığı çıktı ortaya. Adamın hastalık, doktor, ölüm üzerine düşüncelerini biliyordu ve onu üzmek, tedirgin etmek istemedi. Ortak bir gelecek planları yoktu, gol olsun diye aynı topa bile pas veremiyorlardı.

Derken kadın bunu daha fazla gizlemek istemedi ve tam anlatmak için adama gittiğinde, başka bir kadının hastalık hikayesini dinledi !  Daha ağzını açamadan kapılar kapanmıştı. Sustu ! Ve aldatıldığını da öğrendi, halbuki kadın için aldatılmak çok da önemli değildi, bilirdi ki, anlık bir olay, bütüne zarar veremez, veriyor ise herkesin yolu açıktır.

Aradan uzun zaman geçti. Adam, kadının yüzünde hep bir gülümsemeydi. Ta ki, gerçek yüzünü görene kadar. Ne mi oldu, adamı dolandırdı. Evet şaşırmayın bunu yaptı ! Hiç bir zaman ben dürüstüm demezdi, gerektiği yerde, gerektiği kadar........

Adamın kredi kartı kalmıştı kendisinde, bir kaç kez iade etmeyi teklif etti, kabul edilmeyince de vazgeçti. En zor zamanlarında bile kullanmayı akıl etmedi. Emanete hıyanet gibi gelirdi. Tam bir alışveriş anında kendi kartında sorun yaşadı, manyetik bir problem ve emanet geldi aklına, o gün yapması gereken alışverişini yaptı ve aylık ödemelere böldü ki, rahatça ödeyebilsin. Kendi kartında da aynısını yapacaktı nasıl olsa.

İşte ne olduysa bu harcamayla oldu ! Adam adeta delirdi, telefonda sinirle karışık ağlamaya başladı, tehditler savurdu. Hatta yalana bile başvurdu. Kadın bu tepki karşısında hastalığını açıklayıverdi ! O hassas adam "bana ne " deyiverdi, evet şaşırmayın bunu yaptı ! Üstelik o andan yaşadığı ilişkisindeki problemlerden dolayı yine kadını suçladı.

Apansız gelişen hiddete maruz kalan kadının zaten zayıf düşen bedeni olayları kaldırmadı ve iyiye giden sağlık durumu tepetaklak oldu ve acilen kontrol altına aldılar !  Adam buna bile saygı duymadı, hastanedeki yakınlarını arayıp kadını kötüledi. Ahh be para sen insanlara neler yaptırabiliyorsun !

Kadın tam parayı ödeyecek iken........."senden o parayı geri alacağım" sözünü anımsadı !  Zor alırsın dediği geldi aklına ve vazgeçti. Hem bana ne yaptıysa kendi istediği için yaptı, bu harcamaları kendim istediğim için yaptım, hadi bakalım onca sene sonra çok değer verdiğin, aşık olduğun ben, senin paranla kendimi mutlu ettim !  Nasılmış gerçek anlamda mutluluk istemek ! Aşk; çiçek, böcek, kelebek miymiş, yoksa karşındakinin zor zamanında yanında olmak ve omuz vermek miymiş ?

Dolandırıcı oldu ve yüzünde gülümseme olan serserisinin gerçek yüzünü gördü !  Adam üşenmemiş, utanmamış avukatına aratmıştı kadını, icra işlemlerine başlıyoruz diye !

Adam dediğinin çocuk olduğunu unutan kadın üzgün !  Asıl şimdi aldatıldım diyor, bir illüzyona kandım !

Üzüntüden öte dolandırıcılığı tanımlamakta zorlanıyor. Nedir dolandırmak, olmayan duygular varmış gibi davranmak, yaşamak ve karşındakinin yaşamasına izin vermek mi ? Yoksa kazanılması her daim mümkün, el kiri denilen para uğruna her şeyi yok edip, yüzdeki gülümsemeyi silmek mi ?Bazen ağlamadan, ağlanmadan, dinleyip, anlamak gerekiyor !

Bir kahve içiminde çıkan minik bir öykü :)




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder