28 Nisan 2014 Pazartesi

Şenlik

Her gün, dünden daha güzel :)  Dün doğum günümdü, aldığım iletiler içinde buna çok sevindim, gönülden dile geldiğini bildiğimden teşekkür etmiyorum. sen de bana  armağansın !

"Ruhu genç ve gezgin olanların yaşı değil, doğuşları kutlanmaya değer, varlığın dünyaya ve bana en güzel armağan !"

25 Nisan 2014 Cuma

My B'day Gift

BEAUTY WITHIN
A striking woman,
beautiful beyond words
yet, she is alone
slender, dark and tall
with a perfect figure
oval face without flaw
perhaps too stunning
she is alone
looking closer, I see
a tear appear on her cheek
slowly, I approach her
softly I say I understand
sharing her pain and sorrow
reaching out I tell her
"your inner beauty shines bright"
you are not alone.................
iris yvonne miller

24 Nisan 2014 Perşembe

Iris

Yoluma çıkanlardan biri de Iris. Unuttum hangi ara karşılaştık. Bir sabah mailimde bulduğum bu şiiri umudum oldu, tek bildiğim bu..........ve hiç görüşmesek de, beni anladığını, sevdiğini hissediyorum. Uzun aralıklarla yazılan mailler tam da gereken zamanda gelir ve gider..........

Burned

A fire
changed my life
changed my appearance
changed me

Badly burned
I remember the pain
a nightmare lived through
day after day, after day

Scars you can see
others are hidden
grafted skin covers me
facing life frightens me

Healing in low gear
time seems to stand still
family and friends hold me
when I want to give up

Somehow I slowly get well
it is a long process
often a good day has tears
grieving losses and yesterdays

 Looking within, I've found
strength and acceptance
courage and determination
to face my reality

 I have discovered
an inner spirit, perhaps always there
it offers me freedom
I share, I love.........I survive!! 

iris yvonne miller

23 Nisan 2014 Çarşamba

Onun Hikayesi I

Bugün izin aldım ve onu yazacağım, her zaman değil !  Karşılaştığımız anlarda paylaştığı kadarını, yorumsuz, ilavesiz ve yargısız.

O iyi bir dost. İyi bir kadın, farklı. Farklı derken neye göre farklı derseniz, yanıtlaması zor. Dayatılanlar yerine kendi kurallarını koyabilen, her şeyin birazına, çok şeyin azına sahip. Hedefleri olmayan, plan yapmayan, rüzgarın yeline, yağmurun seline göre yaşayanlardan ve bununla gurur duyan biri. Görgüde aristokrat, aileden bürokrat, ruhu serseri, yoldaşları proletarya. Dinleri öğrendikçe ateist, kendi deyimi ile hiç bir mekana, düşünceye, fanatizme ve ülkeye ait olmayan. Sadece insan.

Güneşli bir günde çayımızı yudumlarken anlattı dinledim. Yazsana dediğimde "anlatıyorum işte ne gerek var yazmaya, çok istersen yazarsın" . En iyisi onun ağzından yazmak, belki bir gün kendisi bunları alır ve yazar.

1 Mayıs evlilik yıl dönümüm. İkincisini ve üçüncünün geleceğini o günlerde kestiremeyecek kadar aşık ve genç olduğumdan baharı ve bayramı seçtik. Ben 18, o ise 22 yaşındaydı. Kimseye haber vermedik, ailelerimiz izin vermezdi, ikimiz de öğrenci sayılırdık, ben yeni başlamışım, o ise yurt dışındaki okulundan mezun olmak üzere. Serde gençlik, tutku, yasaklara meydan okuma var, evlenilmez mi ? Evlenilir.  Aylarca sakladık ve bir kaza rüyayı bitirdi. Araba kullanmayı ondan öğrenmiştim, ehliyetim yoktu.
                              - Piggy kalk denize gidelim
                              - Gidelim
 Egeye doğru yola çıktık, nerede yorulursak orada kalacak, keyif çatacak, aklımıza eserse daha uzağa gidecektik. Gidemedik. İzmir'i geçtik, al sen kullan dedi. Bana güvenmesi hoşuma gitmişti. Gerisi yok..............

Gerisini hatırlamak istemiyor. O kazada gençliğini, sevdiğini kaybetti. Sonrasında acımasızlıkla tanıştı ve o ana kadar beraber yaşadıkları her şeyden vazgeçmek zorunda kaldı. Aileler böyle öğrendi evcilik oyunlarını. Ali'nin ailesi bir yandan ölene ağlarken, öte yandan önüne bir kağıt uzattı. Mecburen imzaladı ve ailenin servetinden bir hiç bir şey talep etmeme karşılığında kazaya neden olan suçluluğundan kurtarıldı. Kağıt üzerinde kurtuldu, oysa hep yüreğinde taşıdı o acıyı...... Yıllarca Ali'm dedi, yüreği yandı ve ilk yenilgisinin küllerinden doğmayı başardı.

Ne güzel isimdir Ali,  yalın, samimi, saf........





21 Nisan 2014 Pazartesi

Burcum

Bugün çıkan bir yazıdan alıntı : 

En çok aşağıdaki kısmı ilgimi çekti.......... Kimin neye inandığı veya inanmak istediği çok umurumda değil, her şeyini astrolojiye bağlayan insanları gördükçe gülüp geçiyorum.......evlilik programlarında kendilerinden bahsederken "Kova" yım diyor, len nedir kova olmak, herkes bilmek zorunda mı kovanın özelliklerini......ve cidden komik oluyorlar, boğayım.........off beee, boğa :)   Hele Aslanım derken duruşları bile değişiyor :)  Neyse en azından isimleri havalı, ya "eşek, öküz, bok böceği olsalardı, nasıl söylenecekti.........Evlenme programına gitmişsin, " tipik bir eşşeğim" diyorsun, alan çıkarsa namerdim :)  


Burç uyumları da ayrı konu !  Geçinmeye gönül olduktan sonra yemişim burç uyumunu :)  


.........................................

Aynı tarihte doğan insanlar üzerinde araştırma yapmak kimsenin mi aklına gelmemiş? 

Madem burçlarımızı takım yıldızlar belirliyor ve madem geleceğimizin şekillenmesinde gezegenlerin hareketleri bu kadar söz sahibi... Kimsenin aklına gelmemiş mi, aynı zamanda doğan insanların durumları hakkında zamana yayılmış bir gözlem, bilimsel bir araştırma yapmak? 


Aslında gelmiş. 1958’de Londra’da, dakikalarla ölçülebilecek farkla doğan 2000 bebek üzerinde yıllara yayılan bir araştırma yapılmış ve 100 tane özellik incelenmiş: İlerleyen yıllarda hangi tür işlere sahip olduklarıdan medeni hallerine, sosyalleşme durumlarından spor, sanat ve matematikteki başarılarına kadar her konu... Hepsi de astrologların doğum haritalarından çıkarabileceklerini iddia ettikleri konular. 


Sonuç ise tam bir hüsran! 2003 yılında, bizim bebekler 45 yaşına geldiklerinde, araştırmacılar artık çalışmayı yayınlayalım demişler. Eski bir astrolog olan Geoffrey Dean ve psikolog Ivan Kelly tarafından gerçekleştirilen analiz sonucunda aynı tarihte dakikalık farklarla doğan insanların arasında, burçlarının öngördüğü şekilde en ufak bir benzerlik bulunmadığı ortaya çıkmış. 


Şimdi bu dakikalık farkların dünyalar kadar fark yaratacağını iddia eden astrologlar çıkacaktır da... Hangi astrolog müşterisinden dakikayı geçtim doğru bir doğum saati bilgisi alabiliyor diye sorarlar adama. Madem dakikalar bu kadar fark ettirecek o zaman yaklaşık bir doğum saati belirtip yaptırdığınız tüm o haritaları çöpe atmak gerekmez mi? 


Yazının tamamı

http://www.radikal.com.tr/hayat/astrolojiye_inanmamak_icin_birbir_bilimsel_sebep-1187677


20 Nisan 2014 Pazar

Nar Çekirdeği

Yabana atılacak  bir gün değil, oldukça duygusal başladı, babam rüyama geldi, ben yanına gitmeden uyuyamamış.......merak etmiş, az kaldı babam, beraber rahat uyumamıza az kaldı :)  Arkasından gelen telefon ise sevinçten ağlattı, canım arkadaşlarım, bilemedim size nasıl teşekkür etsem, klişe laflar kullanmak sıradanlaştırıyor içimden coşup gelenleri........ kelimelerin yetersiz kalacağını iyi biliyorum, yetmeyecek olanlar var ise, onları da ben bilmiyorum.

İşte böyle............

Sonra yürüdüm........ eskiye gittim, yıllar önce "karşılığını ödeyemeyeceğim hiç bir iyiliği " kabul etmeme sözü vermiştim kendime. O ana gittim, bir yanda gitmek vardı, öte yanda yaptığı iyiliklerin bedeli olarak gitmemi istemeyen......kalakalmıştım, gidemedim !  Belki o da "gitme" derken iyiliklerinin karşılığını ödediğimi bilmiyordu, bilse git derdi !  Suçlamıyorum, kararlarımı sonradan değil, verildiği an'ın şartlarına göre değerlendirmeyi öğrendim.

Öğrendiğim bir diğer şey ise "yapılan iyiliklerin, yapılan kadar yapanı da mutlu ettiği. İşte o yüzden artık hayır demiyorum. Biliyorum ki, alan kadar veren de mutlu :)

Kelebek ömürde kısa metraj filmler işte........mutluyum

18 Nisan 2014 Cuma

Üremek

Bazıları etrafımda şımartılacak, kul köle olunacak bir yaratık olsun düşüncesiyle çocuk doğuruyor galiba !  Yavrulamak bir tek size has bir özellik değil, e bunu anlayın artık !

17 Nisan 2014 Perşembe

Değer mi hiç ?

Ne boktan bir söylem, laf ola beri gele bi şey işte :) söyleyecek başka şeyim kalmadı idare et demenin süslenmiş hali.......

- Benim için çok değerlisin
- So what ?

-Benim için çok değerlisin
- Ne yapabilirim bu konuda ?

- Benim için çok değerlisin
- Bunun bende karşılığı yok

-Benim için çok değerlisin
- Ne tür bir değer ? Yaptığın harcamalar mı belirliyor bu değeri ? Harcadığın zaman mı ?

- Benim için çok değerlisin
- Sen benim için değerli misin ?

- Benim için çok değerlisin
- Peki ben bunu neden hissetmiyorum veya hissettirmedin ?

- Benim için çok değerlisin
- Değilim len, benim için, bana özel hiç bir şey yapmadın, dar günümde, zorluklarımda yanımda olmadın, ağlamak istediğimde susturmaya çalıştın, oysa bıraksaydın ağlayıp omuzunda, yanında huzur bulaydım, tamam dök içini deyip, çözüm üretseydik, dinleseydin..........yüzleşmeme izin verseydin, yemişim değerini :))

Ben çok değerliyim, söylemene gerek yok, kendi değerimi biliyorum..........sen bu değere ne kattın işte aslolan bu :)

16 Nisan 2014 Çarşamba

Nurchina :)

Canım arkadaşım okuduğuna sevindim :) Arka bahçedeki güllerden haberin olmayınca bazılarının ne anlama geldiğini bilmemen çok normal,  ben de bilmiyorum :)  Söz 56'dan önce hepsini anlatacağım ve çok güleceğiz :)  İçini şişirip durma seni seviyorum :)

Bone china oluyorsa, Nurchina neden olmasın :)

15 Nisan 2014 Salı

Röp

Afrika'dan gelen zenci kadınların mağduriyetini anlatan bir röportaj okudum.  Göç yollarına düşen herkes gibi daha iyi bir yaşam için geliyorlar, dil bilmiyorlar, muhtemelen eğitimsizler ve buraya gelince dünyanın değişmeyen kuralı işlemeye başlıyor.... tacize ediliyorlar, tecavüze uğruyorlar, emeklerinin karşılığı ise asgari ücretle sigortasız çalışmak. Sadece Afrika değil, her yerden geliyorlar.

Twitter da paylaşılması okumama vesile oldu. Paylaşan bundan utanç duymamız gerektiğini vurguluyordu. Türkiye'de olduğu için utanç duymak sadece bize düşmemeli, ölmüşlerini, geçmişlerini, sevdiklerini geride bırakıp buralara kadar savrulmalarına neden olanların hiç mi suçu yok ?

Türkiye yerine başka ülkeye gitseler ne ile karşılacaklardı ? Hepsi birer CEO olmayacaktı, ne bekliyorlardı ? Evet cinsel taciz asla hoş görülemez, fakat bu sadece bize özgü değil. Az gelişmiş, eğitimi kıt tüm ülkelerde mevcut. Irak'da ABD işgali sonrası erkeğini kaybeden ve ülkelerinden kaçmak zorunda kalan kadınlar, sığındıkları komşu ülkelerde fuhuş yapmak zorunda kaldılar......komşu ve müslüman ülkelerde ! Suriye'den Türkiye ye gelenlerin, kızlarını sattıklarını okumuyor muyuz ?

Kendi kadınlarını namus adına öldüren, kadına aç, kadını sadece delik olarak gören ülkenin erkeklerinin ne yapmasını bekliyorduk ?

Sen kendi kadınını eğitmez, kapatır, yok sayarsan, gelen kadın zenci olmuş, nataşa olmuş hiç fark etmez.  Yıllar önce Almanya'ya işçi olarak giden kadınlarımız böylesi tacizlere maruz kaldılar mı ? Bu konuda mutlaka yapılmış çalışmalar vardır, ben bilmiyorum. Peki oraya işçi olarak giden erkeklerimiz ne yaptı ?  Hemen bir Helga bulmaya çalıştı, orada kalabilmek için hileli evlilikler yaptı. Bir çok yuva yıkıldı, ekmek parası için yarini yad ellere yolculayan kadınlarımız bağrına taş bastı ve Helga'dan kalanla yetinmeye çalıştı......

Mutlu olduğun yer karın doyurmayınca, karnını doyuran da mutluluk aranmıyor .


Dilerseniz buradan okuyunuz röportajı

http://www.sosyalistfeministkolektif.org/bedenimiz/erkek-siddeti/849-telefonla-konusur-gibi-yap-p-seks-seks-diye-soruyorlar.html



12 Nisan 2014 Cumartesi

Yazık

Kullanılıyorsun, yalan söylüyor, çok hırslı, istediğini elde etmek için her yolu dener, inatçı ve fırsatlardan yararlanmayı biliyor, göründüğü kadar samimi değil, gözü yükseklerde, kendini ailesinden çok üstün bir yerde görüyor çünkü ezik geçen bir çocukluğu ve gençliği var, korunmaya muhtaçmış gibi göstermeyi seviyor ve korumaya kalkanları kullanıyor....... kıskançlığını gizlese de ilk olayda sen bile şaşıracaksın !  Ruhu hasta ve tatminsiz, kaç kişiyi aynı anda idare ettiğinin bile farkında değilsin.........ne yaparsa yapsın kendini onaylayamıyor ve herkes için önemli bir figür olmak hoşuna gidiyor...........hiç doğal değil......... sana gelince...... tahminimden daha safmışsın ! Onun sana değil, hissettirdiklerine, geçici bir süre için gösterdiğin abartılı ilgine ihtiyacı var ! İçin rahat değil ve bunu kendine bile itiraf edemiyorsun........


9 Nisan 2014 Çarşamba

Fun !

I never say NEVER  :)  İyi hissediyorum, sonundan kime ne, bana ne, ona ne  :)

8 Nisan 2014 Salı

Blessed

Hayal kuramam, elimle tutup, gözümle göremediğimin var olabileceğine inanmam.......soru işaretlerim ünlemlerimden ve noktalarımdan çok......Hayalin yoksa,  peşine düşeceklerin, gerçekleşmesini istediklerin de olmuyor, hedef koyamıyor, önüne gelenle yetiniyor ve onu anlamaya çalışırken keyifli yanlarını da buluyorsun. 

O da böyle çıktı karşıma, ben anlattım, dinledi ve hep "someday" dedi.  Someday.......biraz burun kıvırarak ona uydum ve aynını tekrar eder oldum.......someday !  Her tekrar edişimde ise içimden "someday is not a weekday" demek  gelse de, sustum........bırak kalsın, söylesen ne olacak sanki, bu bir oyun..........

Daha fazla susmak istemediğim bir gün söyledim ve "thinking is one think, doing is another" demeyi de unutmadım.  Her zamanki sevecen haliyle suratıma bakıp "I am making a someday list for you" ........... Sadece benim için yapılan bir someday list.  

Geçen yıllar içinde someday list çoğaldı ve hayal kurmayan ben'in yapmak istedikleri gerçekleşmeye başladı. Sıraya koymuş meğer :)  

And when I learned that I have to make a bucket list, he was the first person I phoned....... with his peaceful voice and attitude, accepeted my decision ..................and gave me a gift ! He didn't join me, left me alone..........arranged everything, was like a dream !  I feel I am protected, trust him with all my heart........he is the one who always wants my happiness and wants it just for me !! Most of all I know I am priceless for him..............thank you for being in my life, I am grateful and you make me feel special...............I have little time, no more cherry blossoms................

7 Nisan 2014 Pazartesi

Sakura makura

Zaman zaman okuduğum gezi yazılarına hayran kalıyorum, ne güzel anlatıyorlar gittikleri yerleri, ben bu işi beceremiyorum. Bu şehrin/ülkenin şurası ünlü, şunları yapmadan geçmeyin veya şu lezzetleri mutlaka tadın diyemiyorum. Benim şehirlerim bunlardan ibaret değil, şarkıları, kokuları, binalarından, yollarından, otellerinden önce insanları var. Onlara odaklanmayı seçiyorum. Yollarında yürürken bir an gözlerimi kapatıp kendi duygularıma odaklanıyorum :)  O şehirdeki ben nasıl ? Ve işte o an bir melodi geliyor ruhumun derinliklerinden veya o şehirle ilgili önceden bildiğim bir şarkıyı şehrinde dinlemeyi merak etmişsem; NYC'ye ilk gidişimdeki gibi, sabahın bir köründe kalkıp " I want to wake up in that city that never sleeps" diyebilmek ziyaretimin başlıca nedeni oluveriyor.

Sonrasında ise sokakları dolduran kalabalıklara dalıyorum, nasıl yürüdükleri, birbirlerine bakışları, gülümseyişleri, sohbetleri, çocuklarına davranış şekilleri.........yüzlerindeki ifadeler, bir birlerine dokunuş şekilleri ......işte bunlara kaptırınca kendimi, anlattıklarım kendi duygularımı içeren, bana özel gözlemler oluyor, çünkü bir başkası o gülümseyişe veya ses tonuna kendi anlamlarını yükleyebilir.

Bana göre; asil ve zarif Koreliler, nasıl olsa okuyamayacakları için çingene, aç gözlü ve kompleksli Çinliler ve içlerinde en kibar, çalışkan, asyanın beyaz yakalıları Japonlar. En önemlisi ise bir ağacın çiçek açması ancak bu kadar pazarlanabilir ve kutlanabilir........ İnanılası değil ! Biz burada yolsuzluk, yasaklar, özgürlükler, demokrasi gibi konuları çözememişken, insanlar "peak blossom time" hesaplıyor ve güzelliğini yaşıyor. Hiroşima' ya rağmen Japon - Amerikan dostluğuna şaşırsam da Japonların hoş görüsüne hayranım, lakin bu hoşgörünün, Sam amca gülümsemesi gibi yüzeysel mi, yoksa gerçek mi olduğunu çözemedim ! 

İşte böyle :) çok sevdiğim Trilye'nin şarkısı "sound of silence" iken, Tokyo'nun şarkısı Türkçe oldu :)  Merak etmeyin O canım kiraz ağaçlarına bakarken "ayva çiçek açmış yaz mı gelecek"  kezbanlığı yerine  " Kim bilir önümüzde kaç kiraz mevsimi var " dedim :)  Sakura'nın kendi melodisi zaten sizi alıp götürüyor .......Teknoloji sayesinde resmi çekilmeyen ağaç kalmamış gibi, utanmasa ağaçlar bile selfi çekecek :)  Tamam fotoğraf konusunda da beceriksizim :( 

Anlatacak çok şey var çokkk............. 










Resimleri düzgün yerleştiremedim :(

Geçen haftaya dair :)

I am not available right now, but thank you for caring enough to call. I am making some changes in my life.  Please leave a message after the beep. If I do not return your call, you are one of the changes !