11 Haziran 2014 Çarşamba

Babam

İnsanın babası olması nasıl bir şey diye sorardı.................Çok güzel derdim !

Üç yaşında babasını kaybeden biri nasıl bilebilirdi bu duyguyu ? Bilemediği babalığı bize çok güzel yaşattı. Geriye güzel anılar bıraktı, bir evlat olarak bilmeden mutlaka üzmüşümdür, bunu bile hissettirmedi ! Yıllarca ona olan tek kırgınlığımı ölmeden bir ay önce dile getirebildiğimde " Suratıma bakarak ilk defa "üzme beni" dedi. Yıllarca bastırmışlığın öfkesiyle "üzülebilirsin baba" dedim, öyle bir patlama an'ıydı ki, "bak hep sustum, artık susmak yok, biraz da sen üzül ve bunu bilmen gerekiyordu" diyebildim.  Sonrasında pişman olmadım, sanki bir tür hesaplaşmaydı. Çünkü çocukluğumdan beri onun üzülmesini hiç istemedim.  Kız çocukları için babaları adeta bir kahramandır. O ise benim içimin nuruydu ! 

Kendimi bildim bileli hızlı adımlarına yetişmeye çalıştığım, konuşkan gözleriyle anlattıklarını dinlediğim, hala okumaya doyamadığım güzel mektuplarımdı.

Aynı anda 2-3 kitap okur, içince keyiflenir, kızınca küfreder, çocukları sever, fazla da konuşmazdı. Mutfağa girdiğinde patlıcan salatasının en lezizi elinden çıkardı.  Çocukları ve Kambertay'ı yanında ise mutluluk ışığı ela gözlerinden taşardı. 

Ne mutlu bana ki, babamla anılarım var, hani yeni bebek doğunca "allah analı babalı büyütsün" derler ya, işte öyle büyüdüm, üstelik karısını ve çocuklarını çok seven bir babayla.

Yakında bir yıl olacak ve ben onun bakışını, sesini, kokusunu özlüyorum..................



Bana göre fakülteyi değil hayatı birincilikle bitirdi..................


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder