7 Temmuz 2014 Pazartesi

The Godfather

Birbirine girmiş hayatlar, birbirine güzellik, yaşanmışlık katan insanlar......hepsiyle örülü bir yaşam ve ben bunların arasında bir yerlerdeyim, gerçek mi, kurgu mu bilinmez !

Aklımda olan, yapabilir miyim diyerek merak ettiğim, nasıl olduysa başımı belaya sokmayan deli cesaretimle tanıştığım genç adam ! Durduk yere "seninle New York'a gidelim" dedi. Asla merak etmediğim bir ülkeydi oysa. Gülümseyerek , bu hayale "neden olmasın" dedim.

Şansımın cesaretimden fazla olduğu önceki yıllarda tanıştığım Amerikalı bir dostum ise sürekli NYC, DC resimleri gönderirdi, aklına geldiğimde nerede ise çeker yollar ve mutlaka buraya geleceksin derdi. Ona da "he" derdim :)  Merak etmediğim diyarlar, tutkum yok, hayallenmemişim.........

Ve bir sabah git vizeni al, Şubat'ta bekliyorum, sen sadece gel gerisini düşünme diyen bir ileti aldım. Hani inansam mı, inanmasam mı bilemiyorum.  Şansım Amerikalıyı, cesaretim genç adamı, genç adamın hayali ise beni ABD'ye yolladı.......

Öyle bir gidiş ki, elimde sadece pasaportum, yetecek kadar da cep harçlığım var :) Uçağım sabah altıda, iki saat önce hava limanında olmalıyım, iyi de o saatte nasıl giderim. Genç adam yetişti imdadıma, "bana gel, bırakırım seni" dedi....Eyvallah ! Gittim evine, ya uyanamazsam diye korkuyorum, o gitti yattı. Ve ben karşımda TV ve bilgisayar oyalanıyorum. Etrafımda ise insan olmaktan sıkılıp, kedi olarak yeniden bedenleşmiş kedisi  Tarçın dolanıp duruyor. Çok keyifli bir geceydi :) İçim dalıyor, kedi karşımda.......uyuma sakın der gibi. TV izlemekten sıkılınca youtube dan müzik dinleyeyim dedim ve nereden aklıma geldiyse The Godfather müziklerini seçtim. Vakit gelince onu uyandırdım ve çıktık.

Öyle bir bilinmeze gidiş ki, elimde elektronik biletim bile yok :))  Sadece Frankfurt aktarmalı gideceğimi biliyorum. Check-in için pasaportumu tedirginliğimi belli etmeden uzattım. Korktuğum başıma gelmedi, biletim hazırmış ve üstelik "business class" uçuyorum. Kaderimin bana bir oyunu mu bu :))  Keşke hep böyle oynasa, tüm şutlar gol olur :)

Her neyse gittim, çok güzel geçti. Dönmeden iki gün önce 14 Şubat.......pek haz etmediğim tüketim çılgınlığı günü......serkeş ruhum, serseriliğin zirvesini yüzümdeki gülümsemeyle kutluyor. O geniş caddeler, sevgililer, içimi ısıtan güneş bile adeta benim. Birden harika bir melodi duyuyorum, sese doğru gidiyorum, tüm cadde çınlıyor, havada uçuşan balonlar ve işte yola çıkmadan önceki gece, kediyle beraber dinlediğimiz müzik...............Mutluluk bu işte.....

.https://www.youtube.com/watch?v=HWqKPWO5T4o




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder