12 Mart 2014 Çarşamba

Boynu Bükükler

Günlük hayatımızda yaptığımız bir çok hareketin kökenini merak etmişimdir. Kimin aklına geldi boyuna kolye, kulağa küpe takmak, neden çınar yaprağından değil de, asma yaprağından sarma yapıyoruz gibi aslen saçma ve muhtemelen yanıtlarının zor bulunacağı sorular.

Derken bir kitapta bazılarının yanıtlarını buldum. Benim gibi merak eden vardır belki. Kolyemi çıkarırken boyunla başlayasım geldi. Boğa boyunlular ve kuğu boyunlular dersem fark belli olacak.

Anatomik açıdan ciddi önemli. Baş ve vücut arasındaki hayati parça. Kırıldığı, kesildiği, koparıldığı an yaşama elveda demek kaçınılmaz olabiliyor. Giyotini, idamı bilmeyen yok. Haiti' de vudu büyüleri yapanlar da insan ruhunun ensede yer aldığına inanıyorlar. Boyun bu denli yaşamsal öneme sahip ve koruma gerektirince de kötü ruhlardan korumak adına, gerdanlıklar, boyunluklar takmayı akıl etmiş atalarımız. Ah bu kötü ruhlar, sizden korunacağız diye takmadık şey kalmıyor. Vampirler de bu yüzden olsa gerek ilk hamleyi boyna yapıyorlar.

Kuğu boyunlular modern dünyada kolye takarken, erkeklere de kravat icat etmişiz. Çalışanlarda ve bürokraside önemine bakarsak, boyun eğip, boyunduruk altına girmeyi sembolize ediyor. Freudçu yaklaşım ise kravatı penis sembolü olarak görüyor. Boğa boyunluların kolye takmadığını söyleyemeyiz, blin bling Adam ve metroseksüel erkeklerde görmek mümkün, bazıları ise evrimsel anlamına uygun şekilde muska takıyorlar.

Boyuna yüklenen erotik anlamlara değinmeye gerek yok. Beden dilinde ve benzetmelerde de çok önemli. Kafamızla yaptığımız her jest için ona ihtiyacımız var.  Hayır derken kafayı sağa sola sallamak, boyun eğip suçu veya gücü kabullenmek. Bir de boynu bükükler var ki bunlara bir parça dikkatli yaklaşmak gerekiyor.

Boynu hafifçe yana eğmek, sana dost, arkadaşım derken, korunma ve avutulmak istiyor. Bak sana karşı tıpkı annemin göğsüne başımı yasladığım gibi bakıyorum, çocuk gibiyim, koru beni.... veya sizi kandırmada son kozunu oynayan tezgahtar veya yaltakçı tipler arasında yaygın bir jest. Biraz gözlemlerseniz fark edersiniz. Bu durumda  boynu dik tutmak sağlık için olduğu gibi  karakter açısından da önemli.

Boynu bükük sahtekarlara kafa yormak yerine şu 3 ingilizce kelimenin kökenini de anlatayım. Redneck - Rubberneck - Necking

Redneck (kırmızı boyun) ABD'nin güneydoğu eyaletlerinde alt sınıf beyazlara verilen aşağılayıcı bir ad. Muhtemelen tarlada çalışmaktan boynu kızaranlar, bizim amele yanığı benzeri :)

Rubberneck ( lastik boyun) İlk zamanlarda New York'u gezen turistlere verilen isimken, son dönemlerde merakla sağı solu kolaçan edenlere verilen ad. Etrafta kim var kim yok gibi :)

Necking (boyuna dolanma) 1940'lı ve 50'li yıllarda cilveleşen çiftler için kullanılan terim. Malum o yıllarda giysiler daha kapalı olduğundan boynu öpmek ağızla yoklamanın elverdiği en uç nokta :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder