12 Aralık 2013 Perşembe

YAĞMUR KESİLDİ KORKMAYIN

Kimin  söylediği, yaptığı veya koyduğunu bilemediğimiz kalıplar, kurallar  yaşadıklarımızı, hayatımızı ne de çok etkiliyor.  Bunlara dirensek de, hatalı olduklarını bilsek de bir gün ya tuzaklarına düşüyor, ya da tekrarlıyoruz, kısır  döngü adeta.

Ve her gün yeni bir kuralla tanışıyoruz , her yeni gelişme, yaşanan her yeni deneyim beraberinde kendi sınırlarını getiriyor ve bu sınırları zorlarken başka kapılara çıkıyoruz. 

Genlerimize kadar yerleşenleri değiştirmek zor olsa da, sorgulayarak, düşünerek bunları değiştirecek nesiller mutlaka olacaktır. Gelişmiş ve bilime önem veren toplumlarda daha kolay sanırım, biz de ise bir kaç nesil tüketmek gerekiyor.

Kurallar ve  yargılara  takıntımlıyımdır .Tesadüfen izlediğim bir belgeselle yeniden ortaya çıktı, oysa kendi kendime "bırak bu işlere kafa yormayı, sürüye takıl git dememe rağmen" 

Konu mormonlarda çok eşlilik. Onlara göre son derece normal,  kız çocuklarını buna göre yetiştiriyorlar, hatta evleneceği erkeğin kaçıncı eşi olmak istediğini bile belirtebiliyor. Baba ve kızı arasında geçen konuşma:

                Baba - Kaçıncı eş olmak istersin
                 Kız  - İlk eş olmak iyi, yuvayı sen kuruyorsun, fakat sorumluluğu fazla, 2. veya sonrası olabilir
Baba ve kız bu konuşmayı yaptığında kız 18 yaşını doldurmuş olmalıymış.

Kızlar kendi aralarında konuşurken bile bu tür evliliğe sıcak bakabiliyorlar, çocuğum olmazsa diğer eşin çocuklarını severim diyebiliyor. Erkek paylaşılan biri değil, onlara bakan, koruyan ve evlilik kurumunu devam ettirmesi gereken kişi.  Bir diğer kadın ise "bu tür evlilikte aşktan bahsedemezsiniz, aşk mülkiyet demektir, biz toplumu devam ettirmeliyiz" diyebiliyor. Bu arada hepsi olmasa bile evliliklerin bir kısmı bizdeki görücü usulü benzeri, din adamlarından oluşan bir konsey çiftleri belirleyebiliyor.

Azınlık oldukları için bu uygulamayı devam ettirmek zorunda olduklarını  içten içe bilmelerine rağmen dile getiremediklerini düşünmeden edemedim. 

Şimdi gelelim bizdeki evliliklere. Boşanma arttı deniliyor, nüfus oranına vurursak artmamış olabilir, istatistiklere bakmak lazım.  Boşanma nedenlerinde sanırım ilk sırayı aldatmalar almaya başladı, aldatmak artık erkeklere özgü değil --- bu da değişmeye başlayan bir yargı aslında--- kadın da aldatıyor, kadın aldattıkça erkek yalnızlaşıyor,  gücünü kaybediyor........vazgeçilmez olmadığını anlıyor.

Bir toplumun hoş görüyle karşıladığı çok eşlilik bir başka toplumda nelere mal olabiliyor !  Cinayetler, namus korumalar, intiharlar.........kocam beni aldatıyor diye TV programlarındaki evlilik terapistlerini arayan isimsiz kadınlar......çünkü öyle öğretildik...........erkeğini ve kadınını paylaşma denildi..............seven insan kıskanır denildi.............sevmek  sahip olmaktır......... erkeğin elinin kiridir.................adamın ekmeğini yiyip ayağına dolanma denildi......... Bunların hepsini birileri beynimize kazıdı ! 

Öte yandan merak etmeden duramıyorum acaba mormon erkekleri  aldattığında ne düşünürler veya çok eşlilik dediğimizde kadınların birden çok erkekle evlenmesine izin veren ve bunu kural haline getiren toplumlar da var mı ? Olsa bile sanırım Afrika'da yağmur ormanları arasında bir vadide kaldılar, yağmurdan dışarı çıkamıyorlar. 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder