1 Eylül 2014 Pazartesi

Mikado

Her neslin kendine göre yaşadıkları, bir önceki nesilden empoze edilen tavırlar, bilgiler ve yaklaşımlar bir sonrakinde oldukça farklı  tezahür edebiliyor. Ancak  nesilden nesile aktarımlar artık eskisi gibi  değil, teknoloji ile birlikte bilgiye ulaşmak kolaylaştı, büyükannenizi dinlemektense google amcaya sormak, veya çeşitli internet sitelerindeki gruplarda, akranlardan bilgi almak daha kolay ve inandırıcı geliyor. Hal böyle olunca da nesiller arası etkileşim azalıyor.


Yüksek öğretim şansına nispeten daha az sahip olan benim neslimin anneleri;  bu eksikliği, yeni gelişen kapitalizmin dayattığı ekonomik özgürlük" kavramını  "aman kızım oku, aman bir meslek sahibi ol, aman kocana muhtaç olma diyerek" bize aktardılar ve okuduk. Meslek sahibi olduk, fakat öylesine arada kalmıştık ki, yine annelerin söylediği "kadın profesör bile olsa evinin kadınıdır" lafı da hep kulaklarımızdaydı. İşte iyi olmalıydık, evimizi çekip çevirmeliydik........beklenen buydu. Bu becerilerin yetmediği noktada "kadın mutfakta aşçı, salonda lady ve yatakta orospu" olmalı kavramıyla karşılaştık............iyi de kolay mıydı hepsini birden becermek :) Feminen yanımız güdük kaldı, çalışıp para kazanırken, ev işlerine koştururken, yatağı unuttuk.

Ne mi oldu, adamlar bizi kazandığımız paramız ve çocuklarımızla bırakıp, yatağa koştular :)

Bunları yaşayan nesil nasıl kızlar yetiştirdi ?  Tamam oku kızım, işin olsun, amma velakin sırtını da iyi bir kocaya daya ! Parası olsun, sen kazanmak zorunda kalma, kısaca adamın etinden, sütünden, kılından, tüyünden yararlan. O sana bakarsa, senin işveye, cilveye daha fazla vaktin olur :)

Böylesini bulmak ise ciddi iyi avcılık becerileri gerektiriyor. Annenin yatakta hakimiyet kuramadığı anlayan bu nesil, avcılık becerilerini burada devreye sokuyor işte. Ustalaşmak için pratik yapmak şart, başlıyor çalışmaya, artık ekonomik özgürlük çok dert değil, Erkekler nasıl yapıyorsa ben de yaparım diyor, teknoloji de imdada yetişince, hem bardan adam kaldırabiliyor, hem de internetten download edebiliyor.  Sosyal medya denizinde paylaşacak resimler çok, cilalanan yaşamlar ve artan arkadaş, beğeni sayılarıyla beraber, kendinden uzaklaşma ve  farkedilmeyen  yalnızlaşma başlıyor. Sadece kadınlar değil, erkekler de aynı duyguları yaşıyor. 

Aşk, sevgi, seks o kadar ucuzluyor ki, her şey bir tık uzağınızda. Yapay yaşamlar, duygu yoksunu gülümseyen adamlar, çiçekler, kahveler, git gide mekanikleşen cinsellik......... seksin bile sanalı olduktan sonra :) geriye ne kalıyor ?

Av bollaşınca değeri kalmıyor , potansiyel uğruna mevcut olana emek vermek bıraklııyor, nasıl olsa bilgisayar başına geçince sizi anladığını sandığınız birileri var, oysa o da anlaşılmayı bekliyor, sizi anladım derken aynı anda onlarca erkek ve/veya kadını anlıyor :) Anlaşılamadığınız noktada "eski aşklardan" dem vuruyorsunuz, eski bu kadar güzeldi de neden eskilerin deneyimlerine sırt çevirdin ?  O deneyimleri dinleyip, kendine göre sentezlemedin ? Hem eski gerçekten güzel olsaydı, sen böyle olmazdın :) Ayrıca sadece aşk şiirlerini paylaştığın şairler, acı da çektiler, o şiirler ucuz aşklar için yazılmadı bebeğim :) 

Artık avınıza eriştiniz, buldunuz sizi sırtında taşıyacak erkeği, çalışmasanız da olur.  Sıra geldi Japon imparatorunu doğurmaya :)

Bir hamile kalmak ki, aman allahım, sanki başka hiç bir canlıda görülmemiş şey. Bir tek bunlar doğurabiliyor. Doğum sonrası ortaya çıkan by product kızımızı kraliçe yapmaya yetiyor. Bir bilse annesinin evde doğduğunu, büyük annesinin neler yaşadığını...bilmeyince birbirlerine veriyorlar gazı, facebook da doğmamış bebeğe sayfalar açıp, burcuna göre giydirip, ona göre davranıyorlar. Çocuktur dediğinde, "her halinden belli o bir koç erkeği" diyor.......Len kızım ne koçu, ne boğası, bebek işte !  Adam olup olmayacağını anlamak istiyorsan bokuna bak, burcuna değil !

Avcıyken, av durumuna düşen erkek ise, doğum sonrası depresyonuyla mı uğraşşın, para mı kazansın, kraliçeyi mutlu mu etsin bilemiyor ve bilemezken bazılarına salondaki kanepenin yolu gözüküyor. Yine yalnız kaldın be adam !

Kadın artık senden alacağını aldı, git kendini sanal ortamlarda oyala, eski arkadaş bulurum diye Facebook da fingirde veya iş yerinde macera ara.......Asıl istediğin seni anlayacak, iki çift laf edebileceğin biriydi oysa......... sanıldığı kadar öküz olmadığını biliyorum.

 Eşine gelince; Japon imparatoru ondan kopana kadar idare eder, onca zaman seni yalnız bıraktıktan sonra, kendi yalnızlığını anladığında o da senin gibi potansiyelin peşine düşecek, beraber büyütemediğiniz sevgiyi başka kapılarda arayacak........... 

Bunlardan yetişen nesil, nasıl olur acaba ? 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder