4 Ekim 2015 Pazar

Yeşil

Her şey alt üst, özel hayat, tüzel hayat bombok, bir yandan hastalık, bir yandan saçma sapan bir mahkeme, nereye baksam düzeleceği yok gibi. Canım burnumda, umut hep var da, bu aralar bana uzak. Benim de buralardan uzaklaşmam lazım,  iki hafta sonra gidilecek seyahati öne alalım diye dil döküyorum arkadaşıma, "ne bu acele" diyor, bekle........beklemeye tahammülüm yok, gitmem lazım ve ikna ediyorum, hatta pazarı bile beklemeden Cuma akşamına alıyorum biletlerimizi.

Otobüsü beklerken hiç ummadığım birinden gelen bir mesaja gülümsüyorum. Bir kızı olmuş ve benim ismimi koymuş, salak diyorum içimden, demek en çok sevdiğin kadın benmişim, siktir ol git...... buna sevinmeli miyim yani.........oysa yıllar sonra gelen bu itirafı duymak bir zamanlar ne kadar da önemliydi......demir tavında dövülmedikten sonra ne faydası var !

Yola çıkıyoruz ve birazdan yeşil ışıkları yanıp sönen bir araç geçiyor, sadece yeşili gözümü alıyor, bilmiyorum ne taşıyor, neden yeşil yeşil parlıyor...........

O çok sevdiğim Bodrum bu sefer tuhaf, havası ağır, sıcak.......suç onda değil, ruhum darlanıyor, ota boka ağlıyorum, akşamları balkonda oturup gökyüzünü izlemek bile mutlu etmiyor......... ne kadar gözyaşı biriktirmişim, durmak bilmiyor............içim yerini dar bulduğunda nerede olduğumun faydası yok..........buradan da gitmem lazım, eve gitmeliyim !

Arkdaşım da bir anlam veremiyor bu ağlamalara, sıkıntıma........... yüzmek iyi geliyor ve aklımda deli bir fikir.......... bir gün intihar etmeye karar verirsem en güzeli deniz olmalı diyorum, açılacaksın, yüzebildiğin kadar yüz........ gücün tükenince bırak kendini ve o sonsuz mavilik seni içine alıp yok etsin...... bu düşünce kafamdayken açılmaya bile korkar oldum !

Dört gün zor dayanabildim ve geri dönüyorum, dönmem lazım !

Eve geliyorum , babama uğrasam iyi olur, onı kırdım, üzdüm gidip görmeliyim.  Tamam da, şimdi annem bir şey der, dayanamaz cevap veririm ve dalaşırız, hem ben de kötüyüm, tahammülsüzüm, biraz zaman geçsin................

Keşke geçmeseymiş ! Keşke ertelemeseymişim........... babam 3 gün sonra ölüyor !

Babamın arabasında, iki kardeşim ve oğlum.......önümüzde yeşli ışıklarıyla giden cenaze aracı ! Sessizlik............içten içe ağlayan bizler.........bitmeyen bir yol, o yolda beraber gidilen mutlu günlerin anıları, çocukluğumdan beri yüzlerce kez gittiğim o yola bu şekilde gideceğimiz hiç aklımıza gelmezdi...........

Aradan 2 yıl geçti...........kolum kanadım kırıldı sanki, baba ocağı denilen şey ne önemliymiş meğer, babam gidince sanki ocaksız, yurtsuz kalakaldım...........  dünya dönmeye, gec gündüze kavuşmaya devam edecek............. ben bu dünyadan nasıl göçeceğim acaba, çok acı çekmesem bari !


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder